Midyat
Tarihi taş konakları, camileri, kiliseleri ve özgün mimarisiyle Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Midyat seyahatseverleri kendisine çekmektedir. Geçmişten günümüze birçok medeniyete kucak açan Midyat, farklı dillerden ve mezheplerden insanların buluştuğu eşsiz bir coğrafyadır. Türklerin, Kürtlerin, Süryanilerin, Ezidilerin, Arapların bir arada kardeşçe yaşadığı Midyat adeta kültürel hazine konumundadır. Midyat’ın tarihi MÖ 2000’li yıllara dayanmaktadır. Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Eti Türkleri Mezopotamya olarak bilinen bu bölgeye yerleşmiş, Midyat’ı mağara şehri halinde inşa etmişlerdir. Midyat’ın günümüzde de ziyaret edilebilen yeraltı mağaraları o dönemlerde barınak olarak kullanılmıştır. Midyat Eti Türklerinden sonra sırasıyla Komuk Türkleri, Makedonyalılar, Persler, Romalılar ve Araplar hakim olmuştur. MS. 5. yüzyıla kadar bölgeye Hristiyanlık hakimken MS. 6. yüzyıldan itibaren bölgeye Arap akınları başlamıştır. Midyat isminin nereden geldiğine dair farklı görüşler bulunmaktadır. Bunlardan en kabul göreni Midyat’ın mağaralar kenti anlamına gelen “Matiate” kelimesinden türediği yönündedir. MÖ. 9. yüzyıldaki Asur yazıtlarında da Matiate isminin geçmesi bu görüşü güçlendirmektedir.